Bir ülkenin parası sadece o ülke içindeki alım satım işlemlerinde kullanılır. Örneğin, Türkiye’deki bir şirketin, Avrupa ülkelerinden ithalat yapmak için Euro’ya ihtiyacı vardır. Bu nedenle ithalatçı Türk lirası vererek Euro almak zorundadır. Bu sebeple, dış ekonomik ilişkiler döviz kullanımını gerektirir.
Döviz tıpkı bir mal gibi alınır ve satılır. Herhangi bir döviz türünün fiyatı, o dövize olan arz ve talep seviyesine göre belirlenir. Merkez bankaları, piyasadan para satın alarak ya da piyasaya para satarak yaptığı müdahalelerde bulunup döviz fiyatını etkileyebilir.
Devalüasyon, bir ülkenin resmi para biriminin diğer ülke para birimleri karşısında değerinin azaltılmasıdır. Devalüasyon devlet tarafından, ülke ekonomisine yapılan dışarıdan bir müdahaledir. Mantıken hiçbir ülke, kendi para biriminin diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesini istemez. Fakat bazı durumlar devalüasyon yapılmasını, ekonomik toparlanma açısından zorunlu hale getirebilir. Devalüasyonun en önemli uygulanma sebebi, ekonominin dış ticaret dengesinin açık veriyor oluşudur.
Bir ekonomide toplam ithalat, toplam ihracatın üzerinde ise o ekonomide dış ticaret açığı olur.
Bu durumda devalüasyon ile, ilgili ülkenin satın alma gücü zayıflatılarak, daha fazla ihracat, daha az ithalat gerçekleşmesi sağlanmaya çalışılır. Yani dış ülkelerin bizim ülkemizden ürün alabilme fırsatı döviz kuru nedeniyle arttırılır. Ancak ülke para biriminin diğer dövizler karşısında değerinin azalmasıyla, satın alma gücü zayıflar. Bu durumda ithal malların fiyatı alım yapacak ülke için artmış olur. Ülkenin dış ülkelere ihraç edeceği ürünlerin fiyatı ise düşmüş olur. Böylece ihracat gelirlerinde artış, ithalat giderlerinde ise azalış kaydedilerek bütçe dengeye getirilmeye çalışılır.
Önemli bir soru şudur. Döviz Neden Yükselir?
Genel olarak döviz kurlarındaki oynamalar, arz ve talep dengesine göre belirlenir.
Daha temel olarak anlatmak gerekirse, döviz kurlarındaki çeşitli hareketlenmeler, döviz miktarının azlığına ya da fazlalığına göre belirlenir. Bir ülke, başka bir ülke ile alışveriş yaptığı zaman, bazı ödemelerde bulunur. Bunun sonucunda, döviz taleplerinde bulunur. Böylelikle, döviz talebi ne kadar fazla ise döviz kurları da o denli artar. Eğer döviz talebi daha az ise bu defa döviz kurları düşmüş olur. Tüm bu, yükselmelerin ve düşüşlerin sebebi olan döviz taleplerine ise cari açık denir.
Örneğin, ülkemizde son zamanlardaki döviz kurları sürekli olarak yükselme gösteriyor Bunun sebebi, cari açığın yani döviz talebimizin fazla olmasıdır.
Tabi ki döviz kurlarının düşmesine ya da yükselmesine sebep olan tek etmen bu değildir. Siyasi istikrar da döviz kurlarını belirleyen en önemli etmenlerden biridir. Borsa, ülkelerin siyasi durumları konusunda oldukça hassastır. Hassas olan bu terazi, ülkelerdeki siyası gerginlikler veya beklenmeyen siyasi olaylar sebebi ile yerinden oynayabilir. Ülkenin ekonomisi ne kadar güzel işlerse o ülke bazındaki döviz kurları da o kadar düşer.
Diğer yatırım araçları da döviz kurunu etkileyebilir. Örneğin, borsa ve altın fiyatları düşüşe geçtiğinde doların fiyatı yukarıya doğru çıkar. Ancak bu durum her zaman geçerli değildir. Eğer bir ülkede ekonomik istikrarsızlık, siyasi istikrarsızlık ya da politik süreç ile ilgili gelişen türlü bozulmalar mevcut ise, tüm yatırım birimlerinin fiyatlarının yükselmesi ile karşılaşabiliriz. Yani, bir ülke ne kadar güvenli ve istikrarlı bir şekilde yoluna devam ederse o ülkenin para birimi otomatik olarak daha fazla değerlenir.
Eğer, dövizi bir yatırım aracı olarak kullanmak istersek, tüm bu durumları göz önünde bulunmamız gerekebilir. Böylelikle, yatırımlarımızı daha güvenli halde yapabilir, döviz kurlarını ve ülkelerin durumlarını yakından takip ederek, paralarımızın güvenliğini sağlayabiliriz.
0 Yorum